House Of Night Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Mesecina Desperate

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Mesecina Desperate
4. Sınıf Çaylak
Mesecina Desperate


Mesaj Sayısı : 5
Kayıt tarihi : 16/07/10
Yaş : 29
Nerden : Washington

Mesecina Desperate Empty
MesajKonu: Mesecina Desperate   Mesecina Desperate I_icon_minitimeC.tesi Tem. 17, 2010 3:08 am

Beynimdeki patlamalar yeniden başlamıştı. Acı öyle güçlüydü ki, ölüm sonunda beni almaya gelmişti ve "hayır" kelimesini cevap olarak kabul edecek gibi görünmüyordu.
Nefes alışlarım hırıltıya dönüşmüştü. Acı kırık cam parçalarının sivri uçları gibi hızla ilerleyip kafatasımı parçalarken inlediğimi duyuyordum. "Lütfen ne olacaksa bir an evvel olsun" diye yalvardım Tanrı'ya. "Lütfen sona ersin bitsin bu acı"
"Angela?" Sam'ın sağ kulağımın yanındaki alçak sesini nerdeyse duyamıyordum. Cevap veremedim. Gözlerime yaşlar dolmuştu. Ölmek istiyordum ama ölemiyordum.
Tabi ki son 5 gündür her seferinde olduğu gibi acı yavaş yavaş uzaklaşmaya başladı ve ben sinirden neredeyse ağlayacaktım. Acı geride kaldığına göre demek ki ölmemiştim, bu da aynı acıyı yine yaşayacağım anlamına geliyordu. Acı tamamen sona erdiğinde Sam'ın endişeli bakışlarıyla karşılaştım. Ona sorun olmadığını iyi olacağımı söylemek istiyordum ama bu büyük bir yalan olacağı için vazgeçtim ve Sam'ın "Neyin var?" sorusuna dürüstlükle cevap vermeye karar verdim.
"Sam kendimi çok berbat hissediyorum ve başımdaki ben-gerçekten-beynini-patlatabilirim tarzındaki acı bu berbat halimin tek nedeni değil. Daha önümde cevaplanmayı bekleyen binlerce soru var, yaklaşık 48 saattir uyumadım ve bu cehennemdeki tek kuralı ihlal etmek istemem çünkü henüz ölmek istemiyorum" Ah! Bu arada ihlal edilmemesi gereken o tek kuralda; Uyuma çünkü her an o periye dönüşmüş maymunlara benzeyen iğrenç şeylerin saldırısına uğrayabilirsin yani kısacası uyursan ölürsün! .
Sam artık bana endişenin ötesinde bir ifadeyle bakıyordu. Endişesi çaresizliğe oradan da üzüntüye ve en son öfkeye dönüştü.
"Seni koruyacağım Angela merak etme. Her olursa olsun bu işin içinde birlikteyiz. Tamam, benden daha güçlü olabilirsin ve sen şey bir... Bir... " Sözünü keserek.
"Evet, ben bir ucubeyim hem de en yeteneklisinden. Uçabiliyorum, aşırı güçlüyüm, geleceği değiştirebiliyorum, bazı şeyleri kontrol edebiliyor ve dünyanın sonunu getirecek olan şey her ne ise beynimde gizli olabilir ama ben kendimi bu dünyadaki en güçsüz, savunmasız, yorgun insanımsı bir yaratık gibi hissediyorum ve bundan nefret ediyorum. Daha tam olarak ne olduğumu bile bilmiyorum ve peşimde beni öldürmek isteyen yine ne olduklarını bilmediğim garip yaratık benzeri şeyler var. " Sam bana doğru eğildi yüzü yüzüme bir iki santim kala durdu ve iyice yaklaşıp kulağıma fısıldadı.
"Sana inanıyorum Angela her ne olursa olsun ya da sen ne olursan ol seni bir an olsun yalnız bırakmayacağım. Biliyorum tanışalı daha bir kaç hafta oldu ama ben sana güveniyorum hem de herkesten çok."
Ardından göz kırparak gülümsedi. Aman tanrım bezersizdi! . Suratı inanılmaz derece de muntazamdı. Saçları her daim dağınık olurdu ama bu ben-çok-seksiyim havasına ayrı bir muhteşemlik katıyordu. Sert hatlı çenesi, düzgün burnu, çıkık elmacık kemikleri ve insanın içinde kaybolmak isteyeceği türden derin ve sakin bir okyanusu hatırlatan masmavi gözleriyle büyüleyiciydi ve bunu itiraf etmekten ne kadar utansam da sanırım ona gerçekten âşık olmaya başlıyordum. Yüzünde tatlı bir gülümsemeyle bana bakarken;
"Bana güveniyorsun değil mi ?" diye sordu. Ona güvenmemek mümkün müydü hele bana böyle bir gülümsemeyle bakarken.
"Tabi ki de sana güveniyorum" dedim "Hem de senin güvendiğinden daha çok" Bunları söylerken bir yandan da muzip bir gülümsemeyle sırıtıyordum. Söylediklerimi duyunca yüzünden bir sürü duygunun geçtiğini gördüm. Mutluluk, heyecan, güç ve zafer. Zafer mi? Ne yani neden bu söylediklerimden dolayı zafer duygusunu hissetsin ki. Ah! Fazla abartıyordum. Bu güne kadar bana kimseye güvenmemem gerektiği öğretilmişti. Güvenin ne demek olduğunu daha yeni öğreniyordum ve bunu mahvetmeyi kesinlikle ama kesinlikle istemiyordum. Hem belki de sadece şu erkeklere has güven-kazanmak-her şeydir kalıbını oda benimsiyordur. Ya da…
Of! Bütün bunları kafamdan atma isteğiyle başımı iki yana salladım.
"Bunu duyduğuma sevindim" dedi. O tatlı gülümsemesi şeytani bir ifadeyle yok oldu. "Çünkü eğer bana güvenmeyip her zaman sana öğretileni yapsaydın şu an seni ele geçiremeyecektik." derken gözleri parladı ve o iğrenç yaratıklardan birine dönüşmeye başladı.
Onun dönüşmesini izlerken kafamda kaçış planları yapıyordum ama ne yazık ki düşünemiyordum. Etrafım sarılmıştı ve ben biraz önce yaşadığım şeyin şokunu henüz atlatamamıştım. Başımı sallarken "Hayır bunlar olamaz! Böyle olmamalıydı, ben kaybedemem !" diyordum ve o an gerçekten çok öfkelendim. Öfkemden güç aldım. O bilindik duyguyla titrerken şeytanice sırıtma sırası bendeydi. Vücudumdaki her noktanın değişimini hissederken öfkem gittikçe artıyor ve beni güçlendiriyordu. Değişimi hissediyor, değişimi seviyordum. Gözlerimden ışıklar saçılırken bedenimden yükselen ani bir dürtüyle kafamı kaldırıp hırladım.
Etrafımdaki yüzlerin korkuyla sarmalandığını görebiliyor ve bundan zevk alıyordum. Onların korkmasını hem de çok korkmasını istiyordum ve sonra saldırıya geçtim. Önce beni kandıran o süper-ucubenin icabına baktım. Göğsüne iki ayağımla güçlü bir tekme atarken nefesinin kesildiğini gördüm. Kendisine gelmesine fırsat bırakmadan ikinci tekmemi ensesine geçirdim. Bir kere sallandıktan sonra yere yığıldı. Onu öldürmek istiyordum ve öldüğünden emin olmak istiyordum. Bu yüzden yanına gittim yüzünü ellerimin arasına alırken ne kadar salak olduğumu düşünüyordum ve boynunu tek bir hamleyle kırdım. Bunu yaparken ufacık bir vicdan azabı ya da üzüntü hissetmedim.
Birini halletmiştim ve etrafımda icabına bakmam gereken şimdilik on ama sayıları gittikçe artan ve kendime güvenimi sarsan süper-ucubeler vardı. Yenileceğimi hissederken karnıma bir yumruk yemiş gibi oldum hayır ben yenilemezdim ve güçlerimle pekâlâ onların canlarını okuyabilirdim.
Tekrar titredim ve güç ile bütünleşirken istemeden kocaman bir kahkaha attım. Onları afallatmıştım. Şimdi sıra öldürmekteydi. Kollarımı iki yana açarken rüzgârın gelmesini istedim ve gelecekte onları yenmiş olduğunu gördüm. Rüzgâr çevremde dönerken "Beni ele geçirmek istediğinize pişman olacaksınız" dedim. Rüzgâr hızlandı ve bir hortuma dönüştü. Her şeyi yutuyordu ve yuttuğu her şeyde gücümün arttığını hissediyordum.
Yerden havalanırken hala kollarım iki yana açık ve kafam arkaya doğru yatıktı. Rüzgârı hızlandırdım. Rüzgâr hızlanırken kopan etlerin sesini duyup kanın kokusunu alabiliyor, o yaratıkları parçalarken mutluluktan gülüyordum.
Bittiğinde yavaşça yere indim kollarımı bedenimin iki yanına indirirken başım yavaşça öne geliyor ve rüzgâr yavaşlıyordu. Kopan et ve uzuv parçaları yere düşerken vücudumun kanla ıslandığını fark ediyordum. Gülümsemem o ana kadar yüzümden ayrılmamıştı ama şimdi gülme zamanı değil kaçma zamanıydı. Kaçarken yanaklarımın yanında süzülen yaşları yeni fark etmiştim. Neden ağladığımı biliyordum. Hayatta artık kimseye güvenemeyeceğimi ve hep yalnız olacağımı kötü bir tecrübeyle iyice kafama kazıdım.
Yeni yerlere doğru uçarken kafamda beni bu hayata bağlayan tek bir düşünce vardı. Bir gün bunların hepsi sona erecek ve ben normal huzurlu ve şu an kulağa çok hoş gelen sıkıcı bir hayat yaşayabilecektim. Evet, bunu gerçekten çok istiyor ama daha uzun zaman buna ulaşamayacağımın bilincinde ve göğsümdeki sızıyla yol alıyordum ama lanet olsun ki kötü talih peşimi bırakmayacaktı. Beynimdeki o bilindik acıyla yere doğru düşerken tüm dünya artık bana çok uzakmış gibi hissediyordum. Acı beynimi parçalara ayırırken ne uçabiliyor ne de düşünebiliyordum sadece boşluğa doğru kayıyor ve sonsuz karanlığın beni içine çekmesine izin veriyordum. Bundan sonra olacakları göremiyor, bundan kurtulmak için dua ediyordum. Tek düşünebildiğim ölümün ta kendisiydi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Wisteria Ryngéer
Yüksek Rahibe | Vampir Tarihi Profesörü
Yüksek Rahibe | Vampir Tarihi Profesörü
Wisteria Ryngéer


Mesaj Sayısı : 140
Kayıt tarihi : 26/05/10
Yaş : 29
Nerden : Fangtasia.

Mesecina Desperate Empty
MesajKonu: Geri: Mesecina Desperate   Mesecina Desperate I_icon_minitimeC.tesi Tem. 17, 2010 1:46 pm

Betimleme - 20 / 10 Puan
Kurgu - 15 / 13 Puan
Hayal Gücü - 15 / 15 Puan
Akıcılık - 15 / 12 Puan
İmla - 15 / 10 Puan
Renklendirme - 10 / 8 Puan
Uzunluk - 10 / 10 Puan

Gerçekten güzel bir senaryo olmuş..

Toplam 78.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mesecina Desperate
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night Rpg :: Başlangıç ve Yardım :: Rpg Gücünüz :: Rp Puanlatma-
Buraya geçin: