:: Ava Moore ::

Fiziksel özellikler:
Güzel olup olmamayı pek umursamıyorum, sonuçta sadece güzellik her şeyi çözmüyor, değil mi? Yine de kendimi beğeniyorum. İşaretlenmeden önce buğday rengi olan tenim artık bembeyaz. Gözlerim gri, ama bazen mavi olarak görünebiliyorlar. Kahverengi saçlarımın arasında yer yer sarı teller var. Ama kendimde en çok beğendiğim şey dudaklarım. Gülümsediğimde bazen ben bile kendimi tanıyamıyorum. Göğüslerim istediğim kadar iri değil, kalçam da biraz dar ama yine de beğeniyorum vücudumu. Hem destekli sutyenler de var, Tanrım, en çok bunların icadına seviniyorum. Beni olduğumdan güzel gösteriyorlar ve bundan şikayetçi değilim.

Özgeçmiş:
15 Kasım 1907’de Brighton’da doğdum. İşaretlenmeden önceki geçmişim o kadar parlak sayılmaz. Sıradan bir kızdım; ezberden en güzel şiirleri okur, piyano çalar, Fransızca konuşurdum. Tam bir sirk hayvanı gibiydim. İşaretlendikten sonra işler biraz daha güzelleşti; Londra’daki Gece Evi’ne gittim. Sonra; Mitolojiyi keşfettim. O kadar farklı ve güzel bir dünyaydı ki, ona âşık olmaktan başka bir şey yapamadım. Okuyabileceğim her şeyi okudum. Dört yıllık bir eğitim görüp sağ kaldıktan sonra dönüşüm geçirdim ve birbirinden şahane dövmelerim oldu. Yüksek Konsey tarafından Mitoloji Profesörü olarak görevlendirildim ve işte buradayım. İşte size bütün hayatımın özeti.

Sevmediklerim:
*Bir konuda bilgisi olmadığı halde yarım saat boyunca nefes bile almadan konuşabilenler. Ne boş konuşmayı severim, ne de boş konuşan bir insanı dinlemeyi.
*Çok çalışmak. “All work and no play make Jack a dull boy,” kesinlikle benim felsefem. Çalışmak iyidir, ama kesinlikle eğlenceye de ihtiyaç var.
*Saygısızlık. Profesör olduğum için değil, büyük olduğum için değil; bir birey olduğum için saygı duyulmayı hak ediyorum. Ben de çevremdekilere gereken saygıyı gösteriyorum.
*Bütün şu Kalona/Neferet olayı. İnsanlara çok da bayılmıyorum; ama gereksiz vahşete karşıyım. Eğer seçebilecek olsaydım, bütün insanların ölmesi yerine bütün insanların vampire dönüştürülmesini tercih ederdim